16 Mayıs 2018 Çarşamba

Özge'nin Şefkatli Eğitmen Günlüğü 28. Hafta

Sura Hart ne diyor?
Rekabetçi olmayan, ilişki temelli bir sınıfta grupla öğrenme yaklaşımı teşvik edilir. Ancak, bireysel çalışmak isteyen öğrencilere bu isteklerini rahatça hayata geçirebilmeleri için de bolca fırsat yaratılır. En önemlisi, öğrencilerin okul yaşamlarının her gününde çok sayıda sınayıcı ve başarılı öğrenme deneyimlerinin olmasıdır.


Siz en çok neyi önemsiyorsunuz; “kendi işini yapmayı” mı, yoksa birlikte çalışmaları gerekse bile, bütün öğrenciler için başarılı bir öğrenme deneyimi yaratmayı mı?


Ben ne düşünüyorum?
Metnin çevirisi yaparken Bediz, “öğrenmeden geçen anım var mı diye düşündüm” demiş. Aynı hisle okudum. Okul yaşantısında pek çok öğrenme deneyimi ile karşı karşıyayız. Okul yaşantısının ardından farklı yerlerde çalışan olarak da aynı şeyi paylaşıyoruz aslında. Her gün bir topluluğa giriyoruz; çalışıyoruz, üretiyoruz, konuşuyoruz, öğreniyoruz.


Önce kendimden yola çıkayım, bakalım nereye varacağım?
Kendi işimi yapmayı mı seviyorum, yoksa birlikte çalışmak gerekse bile diğer arkadaşlarımla birlikte iyi bir öğrenme deneyimi yaratmayı mı?

Kendi öğrenciliğimden yola çıkayım: bireysel çalışmak isteyen bir tiptim çoğunlukla. Pek çok şeyi yalnız başıma yapmayı severim. Ancak çalıştığım okullar ve öğretmenlerle paylaştığım alanlarda gördüm ki birlikte deneyimlemek de çok keyifli ve öğretici.
Önce bunun zeminini yakaladığım zamanlara büyüteçle bakmak istiyorum.
Meraklı Kedi’de çalışırken pek çok şeyi birlikte yapmamız gerekiyordu. Yeni açılan bir okul da olduğumuz için, dayanışma, toplantı, çalışma etrafında dönüp dururken çok öğreniyordum. Ancak biliyordum ki benim orada bireysel çalışma alanım var. Tüm okul kadrosu: sen bu konuda çalış, biz bunları yapalım. Sonra nasıl gidiyor bir bakalım açıklığındaydı.
Öğretmen köyüne bakıyorum, eğitimler yapıp grup grup poster üzerinde tartıştığımız zamanlardan bu hafta oturmuş Barış Kütüphanesi için Doğayla Barış listesinin ikincisini hazırlıyorum. Birlikte üretmekten, kendi verimliliğimi gördüğüm noktada bireysel çalışmaya… Her biri çok kıymetli yolculuklar. Bunları gerçekleştirebildiğim topluluklarda olduğum için şanslıyım.


Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Sınıf ortamlarımız için de aynı şeyi düşünüyorum. Çocuklar birlikte bir şey yapmaktan keyif almalı, beslenmeli bundan. Ancak tek başına da bir şeyler yapabileceğinin farkında olmaları büyük güven sağlıyor. Buna da alan açmalı.


Elbette çocuklar bizim rehberliğimize ihtiyaç duyuyor. Eğer tek başına çalışmak ona konfor alanı gibi geliyorsa, grupla bir şeyler yapmaya niyetlenmeyebiliyor.
Orada da öğretmenlik becerileri giriyor devreye sanki. O çocuğu da içererek, yeni bir şey keşfetmesini hedefleyerek neler yaratabiliriz?


Mühim olan çocuklardan her bir deneyimin tadına bakarak keşfetmelerini, öğrenmelerini sağlayacak ortamlar yaratmak diye düşünüyorum. Çocuklar da böyle böyle tanıyor aslında kendini. Tek yöntemle eğitim hayatı boyunca kavrulup duran biz, bu yüzden tanımaya çalışmıyor muyuz hala kendimizi sanki?


Çocukların geri bildirimleri neler?
Çocuklar kendini güvende ve rahat hissediyor farklı öğrenme şekillerine alan açılacağını bildikleri zaman. Bunu her zaman yapabilmek mümkün değil elbette. Aynı anda grupla ortak bir şey üzerinde çalışmamız gerekebilir sık sık.
Ancak çocuğun o an olmasa bile bireysel çalışma veya belli bir grupla bir şey yapma hevesine karşılık alan yaratacağımızı bilmesi bile önemli.


Ben bu yıl küçük grupla çalıştığım için bunun kıyaslamasına giremiyorum. Ancak görüyorum ki hepsi kişinin tercih edeceği yol, yaratacağı ortam, çalışma şeklinden önce niyetinde bitiyor. Niyetimiz şekillendiriyor her şeyi.


Kendimi nasıl değerlendiriyorum?


“Niyet” kelimesini çok seviyorum. Yazarken üzerine bu kadar düşününce ve içimden tekrar edince açıp bir sözlük anlamına bakmak istedim: “Bir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünme, maksat”.
Çocukla Barış uzun uzun üzerinde düşünülen, niyet edilen bir şeydi; 30. haftalara geldik, Barış Kütüphanesi çoğalıyor gittikçe. Kaç kişiyle paylaştık bu süreci kimbilir...
Çamtepe’de çocuklarla olmak bundan 5 yıl niyetini öylece burada havaya savurduğum bir şeydi. Bir gün aniden başıma geldi. Her şey değişiverdi.

Beni niyetimle gören, bir gün eninde sonunda niyetlerimi daha da güzelleştirip karşıma getiren şu hayatı seviyorum galiba.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder