5 Ocak 2018 Cuma

Özge'nin Şefkatli Eğitmen Günlüğü 12. Hafta

Sura Hart ne diyor?
Öğrencilerimizin düşünce ve duygularının bizim için önemli olduğunu bilmelerini istiyorsak, onları dinlemek ve görüşlerini dikkate almak için zaman ayıralım.

Günlüğünüze not alın: Öğrencilerinizi düzenli olarak dinlemek için zaman ayırıyor musunuz? Bu amaca yönelik olarak öğrencilerinizle bire bir toplantılar planlayabilirsiniz.

Ben ne düşünüyorum?

Dinlemek bugüne kadar çalıştığımız duygu, ihtiyaç, empati gibi konuların en temelini oluşturuyor bana kalırsa. Sabah çembere oturuyoruz, konuşma nesnesi sırasıyla dolaşacak; duygular çalışıyoruz, pratik yapmamız gerekecek; bir sorun yaşanıyor ve çocukların birbiriyle empati kurabilmesi için yardımcı olacağız... Tüm bu örneklerde geliştirmemiz gereken öncelikli beceri: dinleme.

Bir öğretmen olarak, çocukların birbirini dinlemeleri için uzun uzun planlar hazırlayıp etkinlikler yapabiliriz pek tabii. Ancak asıl göz önünde bulundurmamız gereken bizim çocukları can kulağıyla dinleyebildiğimiz anlar bence. Çocukların duyulduğunu görebildiği, değerli hissettiği kısa ama mühim anlar…

Öğretmenler gün içinde anlatmaktan çok dinliyor bence. Özellikle kalabalık bir sınıfsa kısacık bir anda dahi hızla yağan yağmur taneleri gibi aynı anda onca fikirle karşılaşılabiliyor.

Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?

Bu yıl okul öncesi grubu ile çalıştığım için dinleme konusu daha da gündemimde. Küçük bir grup olduğumuzdan birbirini dinleme konusunda uzun uzun çalışmamıza pek gerek kalmadı. Konuşma nesnesi (ufak bir ayıcık olarak belirledik), kum saati gibi kolaylaştırıcılarla sırasıyla konuştuğumuz çemberler rahat akıyor.

Dinleme konusunda çabayı daha çok ben göstermeye çalışıyorum. Şöyle ki; ben başka bir şeyle uğraşırken, biriyle konuşurken veya onlara kitap okurken ısrarlı kelimeler ordusu o an ona dönebilmem için koşarak gelebiliyor, ya da alakasız bir konu olarak ortaya çıkıveriyor. Bazen her an bir şey duyuyorum, fakat sağlıklı dinleyememiş oluyorum.

Bunun için öncelikle haftalardır elimizden düşmeyen Ev Canavarları Aile Rehberi I-II (İletişim Yayınları) kitaplarından esinlenerek uydurduğumuz canavarlarla durumu somutlaştırdık.
Birbirimizi can kulağı ile dinleyebilmek için aklımızdan geçen düşüncelerin ağzımızdan kelimelerle çıkana kadar geçirdiğini yolculuğu konuştuk. Konuşmadan önce doğru zaman mı, şu anki konuyla ilgili mi, benim için acil bir şey mi… (Ne çok süzgeç var aslında konuşmadan önce söyleyeceklerimizi geçirmemiz gereken. Bu kadar karmaşık bir süreçken çocuklara da fırsat tanımalı, sabırla zamanla olabilecek)

Ve tabii bizim de bunun farkında olmamız gerek. Çocukların duyulduğunu hissedebilmeleri için fiziksel olarak duruşuma, göz temasıma dikkat etmeye çalışıyorum. Aynı göz hizasında dinlemeyi önemli buluyorum. Duyduğum şey önemsiz bile görünse “geçiştirmeden” duyduğumu ifade ediyor ya da dikkatini konuya çekmek için birkaç şey söylüyorum.

Çocukların geribildirimleri neler?

Çocuklar can kulağı ile duyulduğunu hissettiğinde güvende olduklarının farkında oluyorlar. Daha rahat hareket edebiliyor, içlerinden geldiği gibi davranıyorlar. (Biz yetişkinler de tam olarak böyle değil miyiz?)

Fakat hemen o an dinlenmediğini gören çocuk (yukarıda saymış olduğum başka şeyler üzerindeysem) ağlayabiliyor, küsüp süreci yarıda kesebiliyor, yüksek sesle bağırabiliyor. Sonra o üzerinde olduğum iş bittiği gibi hoop başa dönüyoruz. (Göz hizası, “seni şimdi dinliyorum” mesajı, belki ev canavarları…)

Sonrası ile ilgili ne düşünüyorum?

Belirttiğim örnekler tadında olaylar gittikçe azalmakta. Öğreniyoruz yavaş yavaş. Görüyorum ki bu yaşlarda oluşuyor bu tip beceriler.

Sura’nın vermiş olduğu bire bir toplantı önerisini çok faydalı buluyorum. İlkokulda çalışırken denemiştim. Hatta ne zaman konuşacağımızı kenara yazıyor, konuştuklarımızla ilgili de kısa notlar alıyorduk. Bire bir yapılan bu tarz minik dokunuşlar ilişkileri ve diğer süreçleri çok hızlı etkiliyor.

 Kendimi nasıl değerlendiriyorum?

İyi bir dinleyici olma konusunda çok çabaladığımı düşünüyorum. Bir öğretmen için her an kucak açarak, kulak vererek çocukları tek tek duymaya çalışmak oldukça zor olabiliyor zaman zaman.
Bunun üstesinden de şefkat geliyor. Ve sanırım bu günlükler benim kendime ve çevreme daha da şefkatli olmamı sağlıyor J

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder