6 Kasım 2017 Pazartesi

Özge'nin Şefkatli Eğitmen Günlüğü 4. Hafta


Sura Hart ne diyor?
Öğretmenler ne yaşıyorsa öğrenciler onu öğrenir.
Öğretmenler öğrencilerin duygu ve ihtiyaçları ile empati kurarlarsa, öğrenciler 1) ihtiyaçlarının dikkate alındığını 2) okuldaki  arkadaşlarının ihtiyaçları ile nasıl empati kuracaklarını öğrenirler.
Bu değerli öğrenme, sınıftaki duygusal güvenlik ve güveni artırır ve öğrenme sürecinde daha çok işbirliği ve dayanışmanın gerçekleşmesi ile sonuçlanır.

Bir daha, bir öğrenciyi "disipline etme"ye kalkıştığınızda, bunu yapmak yerine öğrencinin davranışının ardındaki duygu ve ihtiyaçlarını tahmin etmeyi deneyin.
 
Ben ne düşünüyorum? 
Geçtiğimiz hafta fiziksel ve duygusal güvenlikten bahsetmiştik. Duygusal güvenlik adı altında konuşmamız gereken şeyin çocukların duygularının farkında olması, ihtiyaçlarını belirlemesi ve bu yolla empati kurması ile oluşacağına inanıyorum. Sura'nın adım adım bahsettiği "güvenli ortam" başlığının kilit noktası bu bence. İhtiyaçlarının farkında olan bireyler ne istediğini daha iyi bilir, kendi öğrenme sürecini ritmine uygun planlayabilir, daha kolay empati kurabilir.
 
Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Öncelikle çocukların, ihtiyaçlarının dikkate alındığının farkında olması gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden sınıfta "tuvalet, su, yemek" gibi temel ihtiyaçlar başta olmak üzere çocuk tarafından dile getirildiğinde "birazdan çıkarız" gibi hava uçan cevaplar yerine bunu gerçekten dikkate aldığımı belirten ve en hızlı nasıl giderilebileceğini belirlediğimiz kısa bir konuşma yapmaya çalışıyoruz.
Okul öncesi grubunda temel ihtiyaçlar çok daha öncelikli oluyor, ertelememek gerekiyor.
Dolayısıyla bu tip ihtiyaçlara göre günü şekillendirdiğimiz, programı değiştirdiğimiz oluyor.
Sonunda eğer bir çocuk gerçekten kendini daha iyi hissedecekse ve diğerleri de buna uyum sağlayabilecekse bu tip ufak değişikliklere her zaman değiyor.
 
Çocukların geribildirimleri neler?
Çocuklar kendi ihtiyaçlarının karşılanma konusundaki çabayı hızlıca fark ediyor. Bir ihtiyaç ortaya çıktığında bunu gidermeye yönelik bireysel ya da toplulukla karar alıp harekete geçmeye, ona göre düzenleme yapmaya çalışıyorsak ihtiyaçlarının karşılanacağını bilerek talep ediyor.
Bu durum aramızdaki güveni de pekiştiriyor. Çocukların önceliklerini belirlemesini kolaylaştırıyor.
 
Sonrası ile ilgili ne düşünüyorum?
Duygu çalışmaları üzerinde ilerliyorken artık ihtiyaç listelerini devreye sokup bu başlıkta çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Şiddetsiz iletişimde kullandığımız ihtiyaç listelerinden seçtiklerimle bazı düşündüren sorular hazırlayabilirim. Bu konuyu ilkokulla çalışırken "Pusulacık"taki etkinlikler aracılığı ile yapmıştım. Bazı etkinlikleri okul öncesine uyarlayabileceğimi düşünüyorum.
Bu sayede temel ihtiyaçlar çerçevesinden çıkıp çok daha çeşitli ihtiyaçlarımız olduğunun farkına varabilir, empati kaslarımızı geliştirmeye başlayabiliriz :)
 
Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Kenarda hazır kitapları ve etkinlikleri olmayan konuları çalışmak daha çok çaba gerektiriyor. Hala güven, şefkat, duygu, empati kelimelerinin etrafında dolaşıp içerik üretmeye çalıştığım için kutluyorum kendimi.
Çalışmalardan çıkan ürünleri poster yapma, çocukların kullanabileceği bir panoya dönüştürme konusunda ise teknik aksaklıklara uğruyorum. Bilgisayar, internet, yazıcı her an elimin altında olmadığı için ağır kalıyorum. Bu konuda daha hızlı olabilmeliyim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder