30 Ekim 2017 Pazartesi

Özge'nin Şefkatli Eğitmen Günlüğü 3. Hafta

Sura Hart ne diyor?
Öğrencilerin güvende oldukları ve güvenebildikleri yerde öğretmenler de şefkat ve derinlemesine öğrenmenin tohumlarını bulacaktır.
Sınıfta güvenli alan ve güven tesisi için harcanan zaman, eğitimcilerin en çok arzuladığı şey olan derinlemesine öğrenmenin yeşerdiği şefkatli öğrenme topluluğunu yaratabilir.

Öğrencilerinizle birlikte, herkes için güvenlik ve güvenin önemini keşfedin. Bu süreç, tarihsel bir bağlamda gerçekleştirilebilir - dünyanın her bir parçasında yaşayan bütün insanlar için eskiden nasıl bir önem taşıyordu, şimdi hala nasıl bir önem taşıyor. Veya günümüz bağlamına taşınabilir ve bugünün olaylarında keşfedilebilir güvenlik ve güvenin önemi.
Grup anlaşmanızın ne kadar iyi işleyip işlemediğini birlikte değerlendirmek için önceliğiniz bu olsun. Sınıfın tüm üyelerinin güvenliğini ve güven duygusunu daha iyi desteklemek için bu keşfi sürdürüp geliştirin.
 
Ben ne düşünüyorum? 
Grupla birlikte bağların ancak "güven" ilişkisi ile güçleneceğine, bu alan yaratıldığında topluluğun adı gibi "şefkatli" olacağına inanıyorum.
Çocuk, öğretmenle bağ kurduğu zaman sınıfa girişi, akşam gidişi başka oluyor. Sabah karşılarken gözlerinin içine bakmak, o an çocukla ilgili bir şeyler söylemek (elindeki bir nesne olabilir, giydiği bir şey olabilir) şarkıyla çocukları içeri davet etmek, akşam ayrılırken bir vedalaşma ritüeli belirlemek (ellerimizi vurup, yumrukları tokuşturup sarıldığımız bir oyun buldu çocuklar) ortama ve insanlara dair bağları güçlendiriyor.
 
Çocuklarla nasıl paylaşıyorum?
Birbirimizle olan bağların güçlenmesi için kendimizi ve birbirimizi daha iyi tanımaya dair çalışmalarla başladık. Bu sırada "duygularını tanıma, farkına varma" konusunda çalışmalar da hala sürmekte.
Ancak bu haftanın konusu olan güven/güvenlik bulunduğumuz ortam dolayısıyla her an gündemimizde oluyor. Çok sık dışarıda, ormanda vakit geçirdiğimiz için güvenli ortamdan, güvenlik sınırlarından bahsediyoruz.
Aslında  şimdi görüyorum ki bu durum bizim sınıf anlaşmamızın oluşmasını kolaylaştırdı.
Artık tahtaları çürüyen ağaç evi her ne kadar kullanmak istesek de tehlikelerini paylaştık, güvenli olmadığını hatırlatan resimler astık.
Ve bu güven/güvenlik ilişkisini sık sık doğayla bağdaştırmaya çalıştık. Kış geldiğinde yer altında yuvalarını hazırlayan hayvanlarla ilgili canlandırmalar yaptık. "Güven" yeryüzünün her köşesinde en önemli ihtiyaçlardan biri. Dolayısıyla hem duygusal açıdan aradaki güveni sağlamak hem de ortama dair alınması gereken güvenlik önlemlerini çocuklarla birlikte konuşup karar vermek daha barışçıl ve katılımcı bir ortamın oluşmasını sağlıyor.
 
Çocukların geribildirimleri neler?
Güven/güvenlik bağlamında birlikte karar aldığımızda hem çocukların bu sınırlara ve anlaşmaya uygun hareket ettiğini, hem de yeni bir durumda bana güvendiklerini gördüm. Örneğin ormanda "sınırımız buraya kadar, devamı çok dik ve bizim için güvenli değil" dediğimde eskisi gibi bir problem oluşturmuyor bu durum. Birbirimize olan güven zorlanmadan hareket etmemizi sağlıyor.
 
Sonrası ile ilgili ne düşünüyorum?
"Güven" konusunu hayatın her alanında düşünmek zihin açıcı oluyor. Bu ilişkilere daha çok örnek verebilmek için hikayeler üretmeyi düşünüyorum. Yine üzerinde çocuklarla birlikte düşünüp drama yapabileceğimiz, oyun oynayabileceğimiz hikayeler...
 
Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Geçtiğimiz haftalarda önüme koyduğum hedefler gerçekleştikçe süreç yolunda gidiyor. Programda her hafta en az 1 saati bu başlıklara ayırmak iyi geldi.
Duygu çalışmaları şimdiden meyvesini veriyor, çocuklar çok hızlı öğreniyor. Ben de bu konuda çalışmaktan hiç sıkılmadığım, yeni şeyler üretmeye çalıştığım için kendimi kutluyorum.
Bu haftaya dair ise güven ilişkisini daha ilk günler bu kadar ön planda tutmam sürecin hızlanmasını sağladı gördüğüm kadarıyla..
Bakalım daha neler olacak :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder